“Çünkü Tanrı’nın sözü canlıdır ve güçlüdür; iki ağzı keskin her kılıçtan daha keskindir, öyle ki canla ruhu, eklemlerle iliği ayıracak kadar derine iner, yürekteki niyetleri ve düşünceleri ortaya serecek güçtedir” (İbraniler 4:12, Yeni Dünya Çevirisi).

 “Tanrı’nın sözü diri ve etkilidir, iki ağızlı kılıçtan daha keskindir. Canla ruhu, ilikle eklemleri birbirinden ayıracak kadar derinlere işler; yüreğin düşüncelerini, amaçlarını yargılar” (İbraniler 4:12, Yeni Çeviri).

 Kutsal Kitapta kayıtlı olan Tanrı’nın insanlığa mesajı, gerçek düşüncelerimizi ve güdülerimizi ortaya çıkarma gücüne sahiptir. Bu mesaj aynı zamanda insanları iyi yönde değiştirebilir.

 “Tanrı’nın sözü canlıdır.” “Tanrı’nın sözü” ifadesi, Kutsal Kitapta kaydedilen Tanrı’nın verdiği vaade yani açıkladığı amaca atfeder. a Bu amacın önemli bir yönü, itaatkâr insanların yeryüzünde sonsuza dek gerçek barış ve birlik içinde yaşamasıdır (Başlangıç 1:28; Mezmur 37:29; Vahiy 21:3, 4).

 Tanrı’nın sözü yani açıkladığı amacı ne anlamda “canlıdır”? Öncelikle Tanrı’nın sözünün, bunu kabul edenlerin üzerinde büyük bir etkisi vardır ve onlara hem bir ümit verir hem de hayatlarını anlamlı kılar (Tekrar 30:14; 32:47). Ayrıca Tanrı’nın verdiği vaat de “canlıdır” çünkü yaşayan Tanrı vaatlerinin tam olarak gerçekleşmesi için çalışır (Yuhanna 5:17). İnsanların aksine Tanrı bir söz verdiğinde sonra bunu unutmaz ya da aslında yerine getiremeyeceğini fark etmez (Sayılar 23:19). Tanrı’nın sözü “sonuca ulaşmadan [O’na] dönmez” (İşaya 55:10, 11).

 “Tanrı’nın sözü . . . . güçlüdür.” “Güçlüdür” ifadesi “etkilidir” ya da “[bir sözle] gerçekleştirmeyi amaçladığı her şeyi yerine getirir” olarak da çevrilebilir. Dolayısıyla Yehova b Tanrı’nın söylediği ya da vaat ettiği her şey kesinlikle gerçekleşecektir (Mezmur 135:6; İşaya 46:10). Hatta Tanrı vaatlerini hayal bile edemeyeceğimiz yollarla gerçekleştirebilir (Efesoslular 3:20). c

 Tanrı’nın sözü aynı zamanda, ona değer verenlerin yaşamlarında ve kişiliklerinde olumlu değişiklikler yapmalarına yardımcı olacak kadar “güçlüdür”. Tanrı’nın öğrettikleri hayatlarının bir parçası haline gelir ve düşüncelerini, yaşam tarzlarını ve hedeflerini etkiler (Romalılar 12:2; Efesoslular 4:24). Yani “Tanrı’nın sözü” onun gerçekten Tanrı’dan geldiğini kabul edenler üzerinde ‘etkilidir’ (1. Selanikliler 2:13).

 “Tanrı’nın sözü . . . . iki ağzı keskin her kılıçtan daha keskindir.” Mecazi anlamda Tanrı’nın sözü, derine işleme gücü nedeniyle insan yapımı tüm kılıçlardan daha keskindir. Tanrı’nın mesajı hiçbir insan öğretisinin yapamayacağı bir şekilde yüreğe, yani insanın içine erişebilir. Bu, İbraniler 4:12 ayetinin devamında açıklanır.

 “Tanrı’nın sözü . . . . canla ruhu, eklemlerle iliği ayıracak kadar derine iner.” Kutsal Kitapta “can” bir insanın dışarıdan nasıl göründüğüne atfederken “ruh” bir insanın gerçekten nasıl biri olduğuna atfedebilir (Matta 26:41). “Tanrı’nın sözü” mecazi anlamda ‘iliğimize’ yani en derin duygu ve düşüncelerimize iner. Yehova’nın öğrettikleri, başka hiç kimsenin görmediği içimizdeki insanın gerçekte nasıl biri olduğunu ortaya çıkararak bizi olumlu yönde değişmek üzere harekete geçirir. Bu hem Yaratıcımızı hem de bizi çok sevindirir.

 “Tanrı’nın sözü . . . . yürekteki niyetleri ve düşünceleri ortaya serecek güçtedir.” Bir kişinin Tanrı’nın sözüne verdiği karşılık gerçek düşüncelerini, hatta niyetlerini yani güdülerini ortaya çıkarabilir ve bunlar davranışlarını ve tutumunu etkiler. Örneğin, bir kişi yaşamında gerekli değişiklikleri yaparak Tanrı’nın sözüne olumlu karşılık verirse, alçakgönüllü ve samimi olduğunu göstermiş olur. Böyle biri Yaratıcısını hoşnut etmek ister. Öte yandan, Tanrı’nın sözünde hata bulmaya çalışırsa, gurur ya da bencillik gibi olumsuz özelliklerini ortaya çıkarıyor olabilir. Belki de böyle yaparak Tanrı’nın onaylamadığı bir davranışı haklı çıkarmaya çalışıyordur (Yeremya 17:9; Romalılar 1:24-27).

 Bir kaynakta belirtildiği gibi, Tanrı’nın sözü “benliğimizin en derinlerine kadar ulaşabilir.” İnsanın iç dünyasında Tanrı’nın göremeyeceği ve sözünün gün ışığına çıkaramayacağı hiçbir şey yoktur. İbraniler 4:13’ün söylediği gibi “hesap vereceğimiz Kişinin gözleri önünde her şey tüm çıplaklığıyla, açıkça ortadadır.”

 Elçi Pavlus tarafından MS yaklaşık 61’de yazılan Kutsal Yazıların İbraniler kitabı, Yeruşalim ve Yahudiye’deki Yahudi kökenli Hıristiyanlara Tanrı ilhamıyla yazılmış bir mektuptur.

 Pavlus mektubunun 3. ve 4. bölümlerinde İsrailoğullarının geçmişte yaptıklarının Hıristiyanlar için nasıl bir uyarı niteliğinde olduğunu vurguladı (İbraniler 3:8-12; 4:11). Yehova İsrailoğullarını kölelikten kurtaracağını ve onları ‘güvenlik içinde yaşayabilecekleri’ bir ülkeye yerleştireceğini vaat etmişti (Tekrar 12:9, 10). Ancak Mısır’dan çıkan İsrailoğullarının nesli Tanrı’nın vaatlerine karşı defalarca iman eksikliği göstermiş ve emirlerine itaatsizlik etmişti. Bunun sonucunda, ‘[Tanrı’nın] rahatlık diyarına giremediler’ ve Tanrı’yla barış dolu bir ilişkiye sahip olamadılar. Bunun yerine çölde öldüler. Onların soyundan gelenler Vaat Edilmiş Toprakları miras almış olsa da onlar da Yehova’ya itaatsizlik etmeye başladılar. Zamanla bu durum onlar için pahalıya mal oldu (Nehemya 9:29, 30; Mezmur 95:9-11; Luka 13:34, 35).

 Pavlus Hıristiyanların sadakatsiz İsrailoğullarının bu kötü örneğinden ders alması gerektiğini açıkladı. Onların aksine biz Tanrı’nın sözüne itaat ederek ve vaatlerine tam anlamıyla güvenerek O’nun dinlenme gününe girebiliriz (İbraniler 4:1-3, 11).

 İbraniler kitabı hakkında genel bir bilgi almak için bu kısa videoyu izleyebilirsiniz.